• national geographic channelda yayinlanan, ucak kazalarinin nedenlerini inceleyen belgesel. havayolu sirketlerinin daha fazla kar etmek icin yolcularin guvenligini nasil hice saydiklarinin bircok orneginin gorulebilecegi yapim
  • havayolu şirketlerinin tepkisini çekip çekmediğini merak ettiğim ng belgeseli. bir belgeselde bakım onarım daki bir teknisyenin bir civatayı sıkmayı unutmasını, bir airbus'ın bagaj kapaklarının yanlış tasarlandığını, bir pilotun uçak kabinine çocuklarını alıp uçağı onlara kullandırtmasını veya intahar etmek isteyen bir pilotun diğer kabin ekibine yaptığı saldırıyı görünce hani güvenliydi bu havayolları diyesi geliyor insanın.
  • yeni bölümleri national geographic channelda yayinlanmaya başlamış belgesel. her bölümün başında bir film tarzında canlandırma yapıp* sonrasında olayların gelişimi kazanın nedenlerini açıklayan ve genelde çok ufak veya gereksiz gibi görünen olayların nelere neden olduğunu çok çarpıcı şekilde gösteren belgesel.
  • faa (federal aviation administration) adlı, dünyada havayolu ulaşımının güvenliğini ve kalitesini en üst seviyeye çıkarmak üzere kurulmuş amerikan ulaştırma bakanlığına bağlı organizasyonun, uçak kazalarının nedenlerini tespit etmek ve kazalara sebep olan nedenleri ortadan kaldırmak için, mevcut havayolu düzenlemelerindeki eksiklikleri belirlemek, ya da yeni düzenlemeler getirmek, varsa sorumluları cezalandırmak gibi amaçlarla hazırladığı soruşturma raporlarını konu alan, ve her bölümünde bir uçak kazasının hikayesini anlatan belgesel dizi. bu belgesel sayesinde koskoca bir uçağın ne kadar ufak hatalarla düşebildiğini görmek fenadır, insanı uçaktan soğutur. gerçekleşen uçak kazalarından alınan dersler ile günümüzde 2 milyon uçuş saatinde bire düşen kaza ihtimaline rağmen, yine bu belgeselde yapılan canlandırmalar sayesinde insanın "2 milyonda bir ihtimalle böyle öleceğime uçağa binmem, banyoda kayıp kafamı lavaboya çarpar öyle ölürüm daha iyi" diyesi gelir. uçağa binmek zorunda olanların kaçınması tavsiye edilir. aksi halde belgeselde beyninize kazınan envai çeşit uçak parçasından kıllanmaya, motorlar ne zaman duracak diye titremeye başlamak olasıdır.

    kazaya karışan havayolu şirketlerinin soruşturma sonucunda herhangi bir hata veya ihmali bulunduğunda, ölen her kurban için ödemek zorunda olduğu tazminatlar milyon dolarlar seviyesindedir. büyük sayıda ölümlü kazalarda hataları tespit edilen ve ödediği tazminatlar nedeniyle iflas eden birçok havayolu şirketi vardır. her koşulda, kaza havayolu şirketleri için prestij, müşteri ve para kaybıdır. bu sebeple geçmişteki hatalarının unutulmasını isterler, ancak çoğu zaman tek yapabildikleri şey bu gibi belgesellerde kazaya karışan personelle röportaj yapılmasına, hala o havayolunda görevli ve hayatta ise, izin vermemek olmuştur.
  • pazar günü öğlen tekrarını yayınlamayı bıraktıkları için national geographic'i protesto ettiğim favori belgeselim. hatta ailecek hastasıyız.. karadullar, pitonlar bi de düşen uçaklar..

    (yeni gelen): düştü mü düştü mü?
    (seyreden.. çekirdek çitleyerek): yok daha sadece motorlardan birini kaybettiler, uçuş mühendisi uğraşıyo..
  • oceanic flight 815 özel bölümü çekildiği taktirde izlenme rekorları kıracağı düşünülen belgesel.
  • 12 mart 2008'de yayinlanacak bolumunde 3 mart 1974 thy faciasi'ni konu alacak program.
  • bos bunyeye gunde ucer beser doz alinmamasi gereken belgesel. hayir ucaktan korkan biri de degilim, amma velakin leblebi kuruyemis misali tuketince de insanin butun hayal dunyasi ucak kazalari oluyor haliyle. boyle binbir abuk kaza sirasinda kendimi dusunuyorum, sonra belgesellerden cikardigim dersleri uygulamaya calisiyorum, arada etik ikilemlere giriyorum, vay anasini ben sag salim ciksam ucaktan icerde yanan insanlari kurtarmak icin kosar miydim diye bos bos dusunceler icine giriyorum.

    son aircrash investigation’i da tuketip bitirdikten birkac hafta sonra kisa bir ucak yolculugu yapmam gerekti, tabii ki binbir abuk dusunceler icersine girdim hepi topu bir saat yirmibes dakika icinde.

    - once ucaga biner binmez inis sonrasi yangin filan cikmasi ihtimalini goz onune alarak, ilk kez olarak ucagi iyice inceledim, en yakin cikis neresidir, nerelerden surunulerek en kisa zamanda cikisa varilir konulu hayali bir optimizasyon calismasi yaptim.
    - ucak suya ani inis daha dogrusu dalis yapacak olursa can yeleklerini suyun dibine inmeden acmamam gerektigini bildigimden icim daha bir rahatti. hemen koltugumun altindaki can yelegini kontrol ettim, botlari, kemeri , kazagi filan cikarttim attim neme lazim yuzmem gerekirse agirlik yaratmasinlar.
    - ucagin tepesi mepesi acilirsa ucup gitmeyeyim diye emniyet kemerimi hic acmadim, tuvalete filan da gitmedim.
    - en buyuk kabus camdan bakip bakmamaya kararini vermekti. simdi misal laylaylom camdan bakarken birden baska bir ucagin bizim ucaga dogru son hizla geldigini gorur isem (ipne t-cass) hayatimin son anlarini nereden baksan bir kac saniye fazla ecel korkusuyla gecirecegim, ne gerek var. ote yandan, pilotlar kokpitte ne olduklarini anlamadiklari bir sorunla bogusuyor olabilirler, ve belki camdan baksam motorun bir parcasinin kopup gitmis oldugunu, kanatin bir tarafindan alevler fiskiriyor oldugunu gorup hemen hostesi cagirip uyarabilir ve kendim dahil bi suru insanin canini kurtarabilirim… bu buyuk celiskiden sonra kahraman olma gorevini diger yolculara birakip fosur fosur uyudum.

    simdi bilmiyorum butun bu belgeselleri izlemis olmak benim survival kapasiteme kapasite katmis olabilir, ama bunu bir sekilde test etmenin bir yolu yordami yok ki, netekim once bu belgeselleri izlememis olarak bir ucak kazasi gecirip olmem, daha sonra da belgeselleri izleyerekten ucak kazasi gecirip kurtulmam gerek ki gunumuz kosullarinda maalesef bu mumkun degil.

    hayir hepsinden gectim, benim ev havaalaninin cok yakininda, gunde bilmemkac tane ucak geciyor tepemden, hem de boyle alcaktan alcaktan. ben de dusunmeden edemiyorum ya bunlardan biri cakilirsa apartmanin tepesine diye. hadi ben de icinde olsam sorun degil, ben de ucagin icindekilerle olur giderim, bi derdim filan da kalmaz. ama ya gunun birinde eve geldigimde apartmani ucak girmis halde bulursam, o zaman halim nice olur diye dusunmeden edemiyorum. boyle tezimi mezimi onemli dosyalarimi kopyalamaya calisiyorum elimden geldigince, her gun de update edilmiyor ki insan unutup gidiyor. gerci zaten aclik sinirinin altinda yasadigim su memlekette dimdizlak kalacak olursam okulu bitirmeye mi kasicam, donerim memlekete tanidik birilerinin vasitasiyla bi is guc bi sey bulurum herhalde. bak iyi hatirladim, su kutuphaneden aldigim kitaplari da okula tasiyayim da giderayak bir yigin ceza odemeyeyim kodugumun ucagi yuzunden…

    edit: t-cass degil tcas'mis efendim dogrusu, sunfury'e tesekkurler.
  • an itibariyle bir türk şirketi olan birgen air'e ait 96 yılında düşen uçağın belgeselini yayınlayan program..
  • diğer bir çok belgeselden farklı olarak uçak korkusunu insana kazandıran belgesel. hani köpekbalığıyla ilgili yüzlerce belgesel izledim belki ama denize girerken korkmuyorum.
hesabın var mı? giriş yap